
TEDBİR NAFAKASI
Tedbir Nafakası
Günümüzde nafaka konusunda oldukça yanlış ve eksik bilgiler halk arasında dolaşmakta ve bu durum kafa karıştırıcı bir hal almaktadır. Nafaka öncelikle tanım itibariyle “Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık.” Anlamına gelmektedir. Türk Medeni Kanunumuzda ise 4 farklı çeşitte nafaka türünden bahsedilmektedir. Bunlar Tedbir Nafakası, İştirak Nafakası, Yoksulluk Nafakası ve Yardım Nafakasıdır.
Bahsettiğimiz nafaka türlerinden olan tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde yeri olan nafaka çeşitleridir. Yoksulluk nafakasının ise boşanma davası ile bir ilgisi yoktur.
Tedbir Nafakası; Türk Medeni Kanununun 169 ve 197 maddelerince düzenlenen tedbir nafakası, boşanma davasından önce veya boşanma davası görülürken herhangi bir eşin ve müşterek, ergin yaşta olmayan çocukların geçinmesini sağlamak üzere hükmedilen nafaka türüdür. Uygulamada daha çok boşanma davası açıldığında talep edilen tedbir nafakası, boşanma ya da ayrılık talebi olmasa da ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat eden eşin de talep edebileceği bir nafakadır.
Türk Medeni Kanunumuzun 197. Maddesine Göre:
" Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır."
Tedbir nafakası talep eden taraf, haklı bir sebebe dayanarak aile konutunu terk etmiş olabilir. Haklı sebep olarak diğer eşin alkol bağımlısı olması, şiddet uygulaması, aldatması gibi durumlar gösterilebilir. Nafaka talep eden eş ayrı yaşama istediğinde haklı olduğunu her türlü delille ispat edebilir. Herhangi bir boşanma veya ayrılık davası açılmamış olsa dahi bu haklı sebebe dayanılarak eş ve ergin olmayan çocuklar için Aile Mahkemesinden talep edilebilir.
Boşanma davası açıldıktan sonra da yoksulluğa düşecek eş ve ergin olmayan çocuklar için tedbir nafakası talep edilebilir. Bu nafaka türü boşanma davası esnasında verilen geçici bir nafaka türü olması sebebiyle tarafların kusur incelemesi yapılmaksızın takdir edilir. Şöyle ki boşanma davası süresince yoksulluğa düşecek eş ve ergin olmayan çocuklar lehine hükmedilen bir nafakadır. Burada taraflar arasında kusur değerlendirilmesi yapılması yerine tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun üstün yararı, tarafların aldıkları maaş gibi hususlar değerlendirilir. Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken nafakayı ödeyecek taraf için ödeme güçlüğüne düşülmeyeceği ve fakat nafaka alacak taraf ve çocuklar için ise geçime katkı olacak bir miktar olmasına dikkat edilir. Koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin açacağı uyarlama davası ile hakim tarafından tedbir nafakası miktarı arttırılıp azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir. Mahkemece hükmedilen tedbir nafakası mahkeme hükmü kesinleşene kadar devam eder. Hüküm kesinleştikten sonra kendiliğinden sona erer. Boşanma sonrasında ise boşanma dilekçesinde talep olması halinde mahkeme takdir ederse iştirak veya yoksulluk nafakası şeklinde ödenmeye devam eder.
Tedbir nafakasının ödenmemesi halinde cebri icra ile tahsil yoluna gidilebilir. Burada tedbir nafakası diğer nafaka türlerinden farklı olarak mahkemenin ara kararı ile hükme bağlandığından ortada henüz bir ilam yoktur. Bu sebeple başlatılacak olan icra takibinde ilamsız icra takibi yoluna gidilir. Fakat burada cezai bir sorumluluğa gidilememektedir. İcra İflas Kanunun 344. Maddesi gereği mahkeme kararlarını yerine getirmeme halinde, nafaka borçlusu aleyhine hükmedilen disiplin hapsi cezası söz konusu değildir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi burada bir mahkeme ilamı yoktur bu sebeple sadece nafaka borçlusu aleyhine takip başlatılabilir.
Ergin olmuş çocuklar için, boşanan taraflardan birinin diğer taraftan nafaka istemesi söz konusu olamaz. 18 yaşını geçmiş olan ergin çocuk, eğitimine devam ediyorsa, bizzat kendisi yardım nafakası talepli dava açabilir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4971 E. , 2022/ 6857
Başkasıyla Yaşayan Kadına Tedbir Nafakasına Hükmedilemez
Dava, erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde düzenlenen zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davası olup, bölge adliye mahkemesince tarafların dava tarihinden sonra barışarak bir müddet birlikte yaşamaları nedeniyle davacı erkeğin kadının zina eylemini affettiği, affedilen eylemlerin boşanma gerekçesi yapılamayacağı belirtilerek davanın reddine, davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca, sosyal ekonomik durum tespitinin yapıldığı 08/06/2018 tarihinden itibaren kararın kesinleşmesine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm yukarıda sınırlandırıldığı şekilde davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, davalı kadının, dava tarihinden sonraki dönemde erkek tarafından affa uğrayan zina eylemine konu başka bir erkekle olan birlikte yaşamının bir müddet daha devam ettiği, bu durumda evli olmaksızın başka bir erkekle birlikte yaşayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi koşullarının gerçekleşmediği gözetilmeksizin yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/4470 E. , 2012/7616 K.
BOŞANMA,KUSURLU EŞ,TEDBİR NAFAKASI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, boşanma davasıyla birlikte tedbir nafakası talep etmiş, mahkemece; "müşterek yaşamdan davacının kaçındığı, haklı bir sebep bulunmadığı halde evi terk ettiği, bu sebeple tedbir nafakası talebinin yerinde görülmediği" gerekçesiyle bu isteği reddedilmiştir.
Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesi gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri bu hususta bir isteğin bulunup bu-lunmadığına bakmaksızın re'sen almak zorundadır. Dava süresince geçerli olacak olan bu tedbirlerin alınması, tarafların "kusursuz" olmaları şartına bağlanmamış, Yasada, önlem için "kusur" unsuruna yer verilmemiştir. Başka bir ifade ile tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakası takdirine etkili bir unsur değildir (HGK'nın 02.11.2011 tarihli 2011/2-533 esas, 2011/670 karar sayılı kararı). Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Öyleyse, ev hanımı olup, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesine kadar uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken "kusurlu" olduğu gerekçesiyle bu isteğin reddi doğru bulunmamıştır
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/6096 E., 2021/111 K.
Tedbir nafakasına ilişkin olarak talepte bulunulmuşsa, "taleple bağlılık ilkesi" gereği talebin aşılamayacağına ve hakim tarafından tedbir nafakası talebinde bulunan tarafın talep miktarının üzerinde nafakaya hükmedilemeyeceğine ilişkin karar;
....2- Davalı-davacı kadın yararına asıl dava tarihi olan 29.11.2013 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, açılmamış sayılmasına karar verilen birleşen tedbir nafakası davasının dava tarihi olan 04.11.2013 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepten fazlasına ve başka bir şeye hükmedemez (HMK m. 26). Davalı-davacı kadın karşı davasında yargılama sırasında doğan ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunduğu halde, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına talep aşılmak suretiyle aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Davanın açılmamış sayılması davayı sonlandıran usule ilişkin nihai bir karardır. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderleri davacıya yükletilir (HMK m. 331/3). Avukatlık ücreti de yargılama giderlerindendir. İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince davalı-davacı kadın tarafından açılan ve taraflarca karşılıklı açılan boşanma davası ile birleştirilen Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin 2014/109 Esas sayılı tedbir nafakası dosyasının "açılmamış sayılmasına" karar verildiğine göre iş bu dosyada kendisini vekille temsil ettiren birleşen dosya davalısı erkek yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/4180 E., 2020/6836 K.
Tedbir nafakasına ilişkin olarak verilen kararda infazda tereddüte sebebiyet verebilecek nitelikte hükümlere yer verilmesinin bozma nedeni yapılacağına ilişkin karar,
...
c-Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesi ortak çocuk Deniz ve davacı-karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan nafakalara ilişkin olarak “Müşterek çocuk ... 17/08/2017 tarihi itibariyle reşit olduğundan velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 25/11/2014 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının müşterek çocuğun reşit olduğu 17/08/2017 tarihinden itibaren kaldırılmasına, çocuk reşit olduğundan iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı kadın lehine dava tarihi olan 25/11/2014 itibaren hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 06/03/2020 tarihi itibariyle aylık 400,00 TL azaltılarak takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karar kesinleştiğinde aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis etmiştir.
Dairemizin 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü ve velayet düzenlemesi temyizin kapsamı dışında bırakılmakla tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine dair hüküm 09.09.2016 tarihi itibarıyla kesinleşmiştir. Ortak çocuk Deniz 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde 17.08.2017 tarihinde ergin olmuştur.
Ortak çocuk Deniz yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası ve bu tarihten ergin olduğu tarihe kadar iştirak nafakasına hükmolunması gerekirken, adı geçen çocuk hakkında tedbir ve iştirak nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir
d-Yukarıdaki 2-c bendinde gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleştiği bu tarihten itibaren de yoksulluk nafakasına hükmolunması gerekirken, kadın yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/5079 E., 2019/810 K.
Tedbir nafakasına ilişkin kararın ilamlı icra takibine değil, ilamsız icra takibine konu edilmesi gerekeceğine dair karar,
...
Tedbir nafakasına ilişkin ara karar ilam olmadığı gibi, İİK'nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden de değildir. Dolayısıyla ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olmadığından ilamlı takip konusu yapılamaz.
Mahkemece takip tarihindeki durum ve dayanak belge nazara alınarak, kısa karara dayalı olarak ilamların icrası yolu ile takip başlatılmayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği hususu res'en gözetilerek, icra emrinin iptaline karar verilmesi yerine, yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. ...
..."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/5505 E., 2019/1823 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
Tedbir nafakasının icra takibine konu edilmesi için kararın kesinleşmesi koşulunun bulunmadığına ilişkin karar,
"...
Somut olayda; .......... 5. Aile Mahkemesi'nin 18/09/2015 tarih, 2014/425 E. 2015/656 K. Sayılı boşanma ilamı ekinde hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası alacaklarının tahsili amacıyla, boşanma hükmü kesinleşmeden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Her ne kadar boşanma ilamı kesinleşmeden, ekinde hükmedilen tazminat alacakları icra takibine konu edilemez ise de tedbir nafakasının infazı ilamın kesinleşmesine bağlı değildir. Kaldı ki takibe dayanak ilamda yargılama sırasında takdir olunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına hükmedildiği görülmektedir.
O halde mahkemece, tedbir nafakası alacağının boşanma hükmü kesinleşmeden takibe konu edilebileceği hususu nazara alınarak, takibin tedbir nafakası yönünden devamına imkan sağlayacak şekilde, maddi ve manevi tazminat alacakları yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. ...
..."
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/5219 E., 2015/18693 K.
Tedbir nafakası talebi değerlendirilirken kolluk araştırması ile sosyal ve ekonomik durum araştırması delillerinin değerlendirilmesine ilişkin karar,
"...
2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK.md.186/1), geçimine (TMK.md. 185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m. 169). Mahkemece davacı kadın yararına aylık irad şeklinde bağlanan 400,00 TL tedbir nafakasının, davacının yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre 2.400,00 TL gelir getiren bir işte çalıştığı gerekçesiyle, araştırmanın yapıldığı tarihten itibaren kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davacı hakkında kolluk tarafından düzenlenen 07.01.2014 tarihli araştırma tutanağında; davacının ailesi ile birlikte yaşadığı, İngilizce özel ders verdiği ve aylık 400,00 TL gelirinin bulunduğu belirtilmiş olup, davacı lehine ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası şartları ortadan kalkmadığı halde davacının ekonomik durum araştırmasında belirtilen geliri yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ...